2 Ağustos 2011

O bir Fırtına! O bir Meteor!.. Hayır, o Jon Bon Jovi!

Tembel bir yaz sabahında, mutluluk vericekmişçesine neşeyle çalıp titreşen telefonuma uzandım. Arayan, mezuniyetimi bir hediyeyle taçlandırmaya çalışan ablamdı. Ama o telefonu açmadan önce hediyenin böylesine güzel olacağını nerden bilecektim...

Yıllar var, biz severiz Bon Jovi'yi... Abla kardeş "This Left Feels Right" albümünün ayrı bir hastasıyız. Benim asıl Bon Jovi hayranlığım o albümle başladı bile diyebilirim. Sonrasında, en klasiğinden en çirkinine kadar bir sürü şarkısını download etsemde, bu albümdeki o en bilindik şarkıların akustik versiyonları bir çok orjinal versiyondan daha fazla beğenimi kazanmıştır.

E o kadar yıl birçok hayran gibi bende haykırdım, "Bu adam gelirse kesin gitmeliyim, bu adam gelirse kesin gitmeliyim..." diye. Geleceğini öğrendiğimde daha 3K Reklam'da çalışıyor ve bu yaz için Amerika'da olma hazırlığı yapıyordum. Kırk yıldır isteyip durduktan sonra, ülkede olmadığın tarihte çıkıp gelecekler diye üzüldüm, sinirlendim tabii. Ama sonradan işler rast gitmeyip de Amerika Planını iptal edince anladım ki, her işte bir hayır varmış. İptal kararımdaki haklılığın en büyük göstergelerinden biriydi bu konser.

Sağolsun ablam, kardeşinin işten güçten ayrıldıktan sonra cebindeki üç kuruş parasını da konser biletine vermesine razı olamayıp, pamuktan yumuşak elini bir kez daha cebine attı da, bizde dünya gözüyle bu tarihi güne tanıklık ettik. Lafı uzatmayalım, ben susayım, dünya sussun, Jon Bon Jovi konuşsun ;))

Sizleri konserin benim için en güzel anlarından birine götürüyorum, kemerlerinizi bağlanzi...





Not: Üzerinden bir ay geçen konseri şimdi yazmamın sebebi yaz sıcağının getirdiği tembelliktir. Yazmadan geçseydim de ayıp olurdu. Zaten, geçen sene Bono'nun Boğaz Köprüsünden geçerken anlında kaç boncuk ter olduğuna kadar yazıp çizen Türk Medyası, Bon Jovi'ye üvey evlat muamelesi yaptığı için kıl oldum. Hayır adam bi yerlerde iktidar eleştirisi mi yaptı, anlamadım ki...
...