Fakat şimdilik bahsetmek istediğim, geleceğe dair planladıklarım değil. Bahsetmek istediğim bir film:
"Mine Vaganti - Serseri Mayınlar".
İzlediğim bazı filmleri tekrar tekrar izlemekten büyük zevk alıyorum. Çünkü bir filmi izlerken beni filme bağlayan şey, filmin atmosferi oluyor. Oyuncuları, aksiyonlu sahneleri vs. değil, filmde hakim olan renk, müzikler ve sanatsal kamera kullanışı ile oluşan atmosferi aklımda kalıyor. Ve ne zaman o atmosferin bende çağrıştırdığı psikolojiye bürünürsem, açıp o filmi tekrar izliyorum. Ferzan Özpetek'in bütün filmleri de kendine has farklı atmosferler barındırıyor.
"Cahil Periler"in ılık şehir havası ve teras katı, "Karşı Pencere"nin koyu lacivert rengi, "Hamam"ın ise buram buram kokan İstanbul'u var.
En son izlediğim Ferzan filmi olan Serseri Mayınlar ise görmeden durulamayacak bir şehirde çekilmiş: Lecce'de.
Filmde, yönetmenin diğer filmlerinde de hakim olan eşcinsellik teması yer alıyor. Farklı olan yanı ise, filmin komedi türünde olması. Ve şunu anladım ki, Ferzan Özpetek, komedi unsuru da filmlerinde çok iyi yansıtabiliyormuş.
Filme dair en çok hoşuma giden öğe ise, yaşlı kadının hikayesi ve olaylara kendine has yaklaşımı. "Normal mi dedin. Ne korkunç bir kelime." cümlesi beni benden almış ve öylesine bir keyif katmıştır ki özellikle, basmakalıp düşüncelerle ve önyargılarla izleyenleri sarsmak için kullanıldığını düşünüyorum.
Özetle Serseri Mayınlar, izlenmesi ve izletilmesi gereken bir filmdir. Öyle ki, favorim olan Ferzan Özpetek filmleri sıralamasında, bir çoğunu aşan bir sıçrama yapmış ve ikinci sıraya konmuştur. Bir numaradaki film Cahil Periler olduğundan, ikinciliği de oldukça yüksek bir başarı olarak değerlendirebilirsiniz.